KUDÜS’TE EĞİTİM MÜCADELESİ

KUDÜS’TE EĞİTİM MÜCADELESİ

Meryem Sâcide

İnsanoğlunun temel hakları ve ihtiyaçları sıralamasında önde gelen eğitim, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A (III) sayılı kararıyla ilan edilen “İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi”nin 26. Maddesinde şu sözlerle yer almıştır:

Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitim herkese açıktır. Yükseköğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır. Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır.”

Ancak, ne bahsi geçen beyannâme ne de başka uluslararası sözleşmeler 1948’den beridir Kudüs’ü işgal etmiş olan İsrail tarafından uygulanmaktadır. Şöyle ki: 1948-1967 yılları arasında Filistin okullarında okutulan ders kitapları Ürdün Eğitim Bakanlığı müfredâtına(eğitim programına) uygun bir şekilde, ilk ve ortaöğretim seviyesinde zorunlu ve ücretsizdi. İsrail 28.6.1967’de Kudüs’ün tamamını işgal edince, BM kanunlarına(1)kulak tıkayıp Kudüs’ü sıkıyönetim altına aldı. Belediye, okullar ve mahkemeler gibi Ürdün idaresi altında olan tüm resmi kurumlara el koydu. Kudüs Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okulların idaresini Kudüs Belediyesi’ne bağladı. Dolayısıyla, Arap okullarının müfredatını belirleme ve kitap basma işi İsrail’in kontrolüne girmiş oldu. Akabinde, BM Güvenlik Konseyi 21 Mayıs 1968 tarihinde toplanarak 252 sayılı kararını açıkladı ve İsrail’in Kudüs’ün yasal durumunu değiştirmeye yönelik olarak taşınmaz mallar ve toprakların kamulaştırılması kararını geçersiz saydı.

Buna rağmen, İsrail bildiğinden vazgeçmedi. Özellikle de eğitim üzerinde olağanüstü bir baskı politikası uygulamaya başladı. Aynı yıl, Arap okullarında İsrail gözetiminde hazırlanmış olan müfredatı uygulamayı zorunlu kıldı. Ancak, Kudüs Maarif Müdürü Hüsni el-Eşheb (1917-1998) liderliğinde hareket eden Kudüslü vatansever eğitmenler bu kararı boykot ettiler. “Lecnetü’l Muallimîn es-Sırriye(2) adı altında gizli komisyon kurup Kudüslü öğrencilerin İsrail kontrolü altındaki okullara devam etmemesi için uğraştılar. Alternatif olarak, “en- Nizamiyye, el- Fetâ el- Lâcie, en- Nahda, er- Rawda, eytâm el- İslamiyye” adları altında ev okulları açarak buralarda eğitim vermeye başladılar. Bir taraftan da Ürdün Eğitim Bakanlığı ile gizli görüşmeleri devam ettirdiler. Bu hareket, eğitmenler ve halk tarafından da kabul gördüğü için İsrail programını uygulayan er-Reşidiyye okuluna ancak 12 öğrenci ve 39 öğretmen devam edebildi. Bu durumun farkına varan İsrail, komisyon üyelerinden erkek muallimleri 44 gün boyunca gözaltında tutup sorguladı. Neticede, bu çaba fayda verdi ve İsrail 1972-75 eğitim yılında liseler, 1979-78’de ortaokullar ve 1989- 1981’de ilkokullarda tekrar Ürdün müfredatı okutulmasına izin verdi. Tabi, kitaplarda İsrail Devleti ve coğrafyada bazı yerlerin İbranice isminin zikredilmesi gibi değişikliklerin yapılmasını zorunlu kıldıktan sonra...

1967 yılında Kudüs’te 48 resmi okul ve 38 özel okul (Hristiyan azınlık okulları dahil) vardı. Bu okullarda Ürdün Eğitim Bakanlığı’nın müfredatı okutulmaktaydı. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre Kudüs’teki okullar dört sınıfa ayrılmaktadır:

  • Kudüs Evkaf Müdürlüğü’ne Bağlı Okullar: 27 adet okulda 317 sınıf var. Bu okullarda 650 öğretmen, 9624 öğrenciye ders veriyor ve okullarda hâlâ Ürdün müfredatı okutuluyor. Öğretmenlerin maaşları özel okullar ve Kudüs Belediyesi okullarında görev yapanlardan çok düşük seviyede. Bu durum, öğretmenleri alternatif okul arayışına sürüklüyor.
  • Özel Okullar: 32 adet okulda 838 sınıf var. Bu okullarda 698 öğretmen 11.366 öğrenciye ders veriyorlar. Bu okullarda Filistin Özerk İdaresi’nin eğitim programı okutuluyor. Çoğunluğu İsrail’den destek aldığı için İbranice ve sözde İsrail Tarihi okutuluyor.
  • UNRWA’ya(3) Bağlı Okullar: 8 adet okulda 94 sınıf var. Bu okullarda 112 öğretmen 3108 öğrenciye ders veriyor ve 2000-2001 yılından beri Filistin müfredatı okutuluyor. ABD’nin desteğini çekmesi üzerine UNRWA okulları sıkıntı mali içinde eğitimi sürdürüyor.
  • Kudüs Belediyesi’ne (Maarif) Bağlı Okullar: 34 adet okulda 873 sınıf var. 1300 öğretmen 27.508 öğrenciye ders veriyorlar. Bu okullarda Filistin bayrağı yerine Kudüs Belediyesi’nin bayrağı dalgalanıyor. Sözde İsrail Tarihi yanı sıra, ana sınıfından itibaren İbranice öğretilmesi zorunlu.

1999-2000 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Kudüs Belediyesi bütçesinin %26’sı Kudüs'ün doğusunda ikamet eden Arapların ödediği vergilerden oluşmakta ve bunun ancak %2’ si eğitim hizmetlerine harcanmaktadır. Okulların %81’inde sınıf sayısı yetersiz, %80’inde bahçe veya spor salonu bulunmuyor. Okulların büyük çoğunluğu apartman binaları olduğu için yapısal olarak eğitim müessesesi olmaya uygun değiller, ayrıca bu yapılar için de onarım ihtiyacı söz konusudur. Kudüs’te öğrenci sayısı yıllık %5 artmaktadır. Bu, kalabalık olan sınıfların daha da kalabalık olması demektir. İsrail yeni okul açımına izin vermediğinden, eldeki imkânlarla yeni sınıflar açılması oldukça eziyetli bir iş olmaktadır. Aynı araştırmaya göre, sadece 15 okulda kütüphane, 18 okulda fen laboratuvarı, 11 okulda bilgisayar odası bulunmaktadır. Kudüs’ün bazı kenar mahallelerinde ise çadırlarda eğitim vermeye gayret gösteren okullar mevcuttur.

Öte yandan, İsrail tarafından örülmüş olan ayrım duvarı yüzünden yüzlerce öğrenci ve öğretmenin evleri duvar arkasında kaldığı için, okullara geliş-gidişler oldukça zor şartlar altında yapılmaktadır. Öğretmen ve öğrenciler her gün İsrail askerlerine kimlik göstererek Kudüs’e girdiklerinden dolayı bedenen ve psikolojik olarak yıpranmaktalar; bu da eğitim ve öğrenim üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Son yıllarda, okullardaki devamsızlık oranının artmasının en önemli etkenlerinden birinin ayırım duvarı olduğu ve bunun Kudüs toplumunu cahil bırakmaya yönelik bir Siyonist icraat olduğu gözle görülür bir gerçektir. Kudüs’te yaşanan en ufak bir gerginlik sonrasında, İsrail askerlerine taş atanların aranması gerekçesiyle okullara baskın yapılarak genç yüreklere korku salınması, Siyonist planın bir parçasıdır.

Diğer taraftan; yapılan araştırmalarda, Kudüs Belediyesi’ne bağlı okullarda okutulan kitaplarda kasıtlı olarak gramer ve anlam hataları yapıldığı, metin aralarında yer yer şîvesel (yöresel dil) kelimeler kullanılarak öğrencilerin fasih Arapça’yı anlayamaz hâle getirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir.

Oslo İlkeler Anlaşması’nın Eğitime Etkileri

Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde Filistin Özerk İdaresi kurulması maksâdıyla Yaser Arafat ve İzhak Rabin arasında yapılan gizli görüşmeler nihayet 13 Eylül 1994 yılında İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü arasında imzalanan Oslo İlkeler Anlaşması ile sonuçlanmıştı. Anlaşma gereği, Filistin Milli Mîsâk’ının ( 17.7.1968 / Kahire) 7, 8, 9, 10, 13, 14, 15, 19, 20, 21, 22, 23, 25, 26. Maddeleri Filistinliler tarafından yeniden düzenlenecekti. Bahsi geçen maddeler özetle şu cümleleri içeriyordu:

  • Filistin’in kurtuluşu ve Arap Birliği esastır.
  • Arap milletinin varlığı ve geleceği Filistin’in kurtuluşuna bağlıdır.
  • Filistin’in kurtuluşu için silahlı mücadele yapmak haktır.
  • Filistin’i işgalden kurtarmak Arap kavminin milli görevidir.
  • Filistin halkı BM 1947 Taksim Planı’nı geçersiz saymaktadır.
  • Filistin halkı vatan toprağına dönme hakkına sahiptir.
  • Siyonizm ırkçı ve siyasi bir hareket olup, her türlü bağımsızlık hareketlerine karşı koyan emperyalizme hizmet etmektedir.

Bundan başka; anlaşma gereği, Filistin okullarında barışı ve dinler arası hoşgörüyü destekleyen eğitim verilecekti.

Oslo İlkeler Anlaşması’ndan güç alan İsrail, “Aksâ İntifadası” olarak bilinen İkinci İntifada (2000-2005) esnasında ve sonrasında şiddet kaynağı olarak gördüğü okullara baskıyı artırmıştır. Okullardaki eğitimi yakın takibe alan İsrail, bunun için özel bir enstitü kurmuştur. Kısa adı IMPACT-se(4) olan “ The Institute for Monitoring Peace and Cultural Tolerance in School Education / Okul Eğitiminde Barış ve Hoşgörüyü Gözetleme Enstütüsü” Filistin okullarında okutulan müfredatı tek tek incelemiş ve İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı siyasete karşı gelen kelimeleri ve konuları cımbızlayarak İsrail Eğitim Bakanlığı’na 70 sayfalık bir rapor sunmuştur. Rapor, 2016-2019 öğretim yılları arasında 1-12. Sınıflarda okutulan kitapları incelemiş. Bahsi geçen Enstitü, onlarca kelime ve konuyu İsrail’e karşı şiddete teşvik edici bulmuş. İsrail’in TEHDİT olarak gördüğü konu ve kelimelerin birkaç tanesini zikredip yorumu size bırakıyorum.

Devlet kurmak, vatana dönüş hakkı, cihat, ribat, murabıt, şehadet, yürüyüş, intifada, Newton fizik kanununa göre sapan lastiğinin gücü, kanım feda, direniş, protesto; Yahudi kadının Peygamber Efendimiz’i zehirlemeye kalkışması, Bedir Savaşı sonrasında Beni Nadîr Yahudilerinin Peygamber Efendimiz’in başına taş atma hadisesi, Medine’de Beni Kaynukâ Yahudilerinin Müslüman kadının örtüsüne saldırması, Filistin şehitlerinin isimleri, Şehitlerin cennetteki mertebesi, Mescid-i Aksâ’nın yakılması (21.8.1969), Ömer Muhtar, İzzettin el- Kassam, Seyfettin Kutuz, Salâhaddin Eyyûbi, Halid b. Velid, Nusaybe b. Kaab….

Dipnotlar

(1) 26 Haziran 1945 tarihinde yapılmış Ve imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Antlaşması ile Milletlerarası Adalet Divanı Statüsünün onanması hakkındaki 2/4 nolu kanun:

Teşkilâtın üyeleri, milletlerarası münasebetlerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne veya siyasî bağımsızlığına karşı, gerekse Birleşmiş Milletlerin amaçları ile telif edilemeyecek herhangi bir surette, tehdide veya kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar

(2) Komisyon üyeleri: Hüsni el-Eşheb, Fevzi Cabir, Tâhir en- Nemri, Âliyye Nuseybe, Fâtıma Ebus- Suud, İbrâhim el- Bâşâ, Abdulcelîl el- Netşe

(3) Birleşmiş Milletler’in Aralık 1949’da oluşturduğu Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu. Orta Doğu'nun farklı ülkelerinde yaşayan 5 milyon Filistinli mülteci, doğrudan UNRWA'nın desteğiyle ayakta kalıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin kendilerine sağladığı fonları kesmesi nedeniyle zor günler geçiriyor. (Bkz: https://tr.euronews.com/2018/08/15/abd-yardimi-kesti-yarim-milyon-filistinli-cocugun-egitimi-tehlikede)

(4) Kurumun danışman akademisyen listesinde çeşitli Müslüman ülkelerden ve Türkiye'den bazı isimlerin olması dikkat çekicidir. Kaynak: https://www.impact-se.org/about-us/international-advisory-board/

Kaynaklar

1-http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/h_rigths_turkce.pdf

2-http://alassaaziz.blogspot.com/2014/09/blog-post_18.html

3- https://qudsinfo.com/info-details

4-http://alquds-org.blogspot.com/2013/01/blog-post_303.html

5-https://www.aljazeera.net/news/alquds/2018/5/30

6- http://www.impact-se.org/wp-content/uploads/PA-Reports_-Combined-Selected-Examples.pdf

7-https://www.alaraby.co.uk/politics/2017/9/9/

8-https://www.aljazeera.net/specialfiles/pages/25de66cd-075b-4c8e-9bc3-ddf5ef253676


Anasayfa

Giriş/Üye

Hesap No

Bağış Yap

Sepetim