Suna DURMAZ
Kuvvetlinin hak sahibi karşısında kıyamete kadar galip geleceği inancında olan Theodore Herzl, bir Yahudi Devleti kurulması için gerekli olan diplomatik görüşmeleri muhabir sıfatıyla yapamayacağını biliyordu. Bu yüzden, zengin Musevileri kendi saffına çekip bunlardan hem siyasi, hem de ekonomik olarak âzami derecede istifade etmeyi hedefliyordu. Bu düşüncelerle hareket ederek, Osmanlı Devleti’nin hükmü altında bulunan Balkanlar’da demiryolları şebekeleri kurmuş bulunan Belçika Yahudisi Baron Maurice de Hirsch ile 2 Haziran 1895 de görüştü. Bir Yahudi hayırsever (Jewish Philanthropist) olan Baron Maurice de Hirsch, yaklaşık on yıl önce Rus Yahudileri’nin topluca Arjantin’e göç etmelerini sağlamak için milyonlarca Frank sarf etmişti. Ancak, Yahudilerin birçoğu bu göç teklifine sıcak bakmadıkları için tecrübe istenilen sonuca ermemişti.
Herzl, Baron Hirsch’ün Yahudiler için yaptığı şeyleri övdükten sonra ”Şimdiye kadar siz bir hayırseverdiniz....Daha fazlası için size yol göstermek istiyorum. Madem Arjantin’e Yahudi göçünü sağlamak başarısızlıkla sonuçlandı. Bu iş için neden Filistin’i denemiyorsunuz? Hem büyük kitleleri göçe teşvik etmek için Filistin’in adı dahi yeterlidir” der. Ancak, o devrin finans devlerinden biri olan Baron Hirsch, Herzl’in tüm bu söylediklerinden etkilenmez ve Filistin’in Osmanlı’dan satın alınması için Herzl’in yardım talebini reddeder. ( A History of İsrael sh:36)
Siyonizm Filistinlileri Yok Etmeyi Hedefler
Theodore Herzl, Yahudi kolonisi kurulması için Filistin’i önerdiğinde, bu topraklarda ikamet eden bir Filistin halkından söz etmekten ısrarla kaçınmıştır. Herzl’in Filistin halkının mevcut olmadığını ima eden bu davranışı, Siyonizm hareketinin temel dayanaklarından biri olmuş ve İsrail Devleti’ni kurma uğruna işlenmiş olan cinayetlere esas teşkil etmiştir.
Chaim Weizmann’ın* “Amerika Amerikalıların, İngiltere İngilizlerin olduğu gibi, Filistin de Yahudilerin olmalıdır” diye açıkladığı Siyonizm’in en büyük gayesi, Filistin toprakları üzerinde yaşayan yüzbinlerce Arabı azınlığa düşürmekti. Bu da ancak Filistinlileri vatanlarından kovmakla gerçekleşebilecekti.
Siyonizm’in Filistin topraklarında Yahudi çoğunluğu meydana getirme politikasını, İsrail’in ilk Başbakanı olan Ben-Gurion 1917 de yaptığı bir konuşmada şöyle dile getirir.
“Siyonizm’in tanınması şu an gündemdedir....Filistin 1800 yıl boyunca Yahudileri bekledi (!) Önümüzdeki yirmi yıl içinde İsrail’de Yahudi çoğunluğu meydana getirmemiz lazım. Bu durum, yeni tarihi koşulların gereğidir “ (Original Sins, sh:79)
İsrail eski Başbakanlarından Golda Meir ise 15 Haziran 1969 tarihinde Sunday Times gazetesine yaptığı açıklamada,
“ Filistinliler yoktur. Yani Filistin’de kendilerini Filistinli sayan ve bizim gelerek onları kapı dışarı atıp ülkelerini ellerinden alacağımız bir Filistin halkı yoktur” demiştir. (Siyonizm Dosyası sh:48)
İsrail’in Temellerini Atan Kitap
Avrupa’da yaşanan Yahudi Problemi’ne çözüm arayışları içinde olan Theodore Herzl,14 Şubat 1896 da Viyana’da Almanca olarak yayınladığı ve kısa zamanda İngilizce ve Fransızca’ya tercüme edilen “Der Judenstaat/ Yahudi Devleti” adlı kitapçıkta çözüm önerilerini dile getirdi. Politik bir doküman özelliğinde olan Der Judenstaat’da belirlediği fikirlerini tanıtmak için vakit geçirmeden girişimlerde bulundu. Ve bu çerçevede önce yakın arkadaşlarından başlayarak çemberi genişletti..
Yahudi Devleti’nin temeli hükmünde olan Der Judensaat, kısa zamanda büyük yankı yaptı. Viyana Siyonist Talebe Birliği “Kadima” kitapçığı hararetle karşılayarak Herzl’e konu üzerine bir dizi konferans vermesi teklifinde bulundu. Alman Siyonu Sevenler Derneği “Chovevei Zion” de aynı teklifi yaptı.
Siyonu Sevenler Derneği’nin bahsi geçmişken, konuyu biraz açalım. Şöyle ki;
Museviliğin sadece bir inanç felsefesi değil, aynı zamanda da kendine ait hususiyetleri olan bir ırk olduğunu savunan Odessalı Yahudi aydını Dr.Yehuda Leib Pinsker’e (1821-1891) göre Antisemitizm (Yahudi Karşıtlığı), insanların kemiklerine kadar işlemiş olan bir psikolojik hastalıktı. Sebep ise, Musevilerin yaşadıkları ülke halklarından farklı dini ve kültürel yapıya sahip bulunmalarıydı. İşte bu farklılıklar yüzünden ev sahibi milletler tarafından dışlanıp horlanıyorlardı. Bu nefret ve horlama insanların kalplerinde kalmamış, bilakis kanlı bir şekilde dışarı kusulmuştu!
Rus resmi makamlarının 13 Mart 1881 tarihinde Çar 2.Alexsandr’a** karşı düzenlenen suikastın arkasında Yahudilerin bulunduğunu iddia etmesinin akabinde geniş çapta Yahudi Soykırımı (Pogram) yapılmış, binlercesi de göçe zorlanmıştı. Bu vahim durumu 1882 yılında kaleme aldığı ‘Autoemancipation’ (Kendi Kendine Kurtuluş) “adlı kitabında tahlil eden Pinsker, kurtuluşu Yahudilerin ata (!) yurduna (Filistin’i kastediyor) geri dönmelerinde buluyordu.
Pinsker’in Politik Siyonizm’in ilk tohumlarını taşıyan bu fikirlerini benimseyen Yahudiler, bulundukları ülkelerde ‘Chovevei Zion’(Siyonu Sevenler) veya ‘Chibbath Zion’(Siyon Sevgisi) adları altında mahalli dernekler kurdular. Amaç yavaş yavaş Filistin’e sızarak burada koloniler kurmaktı. Böylece ileride kurulabilecek olan bir Yahudi Devleti için yapılacak olan diplomatik görüşmelerin de temel taşı oluşturulacaktı. Cemiyetin Romanya kolu 1882 yılında Filistin’e ilk göç dalgasını gönderdi. Yahudi göçmenler Galile civarında ‘Rosh-Pina’ ve Hayfa’nın güneyinde ‘Zichron-Yaacov’ adını verdikleri iki koloni kurdular.
Rusya, Romanya, Polonya, Almanya ve Avusturya ‘Siyonu Sevenler Dernekleri’ 1884 yılında Kattowitc’de yaptıkları kongrede göç faaliyetlerinin hızlandırılmasına karar verdiler. Kararın tatbik edilmesi sonucu 1882-1904 yılları arası Cemiyet aracılığıyla 25 bin Rus ve Romanya Yahudisi Filistin’e göçmüştür. ( Original Sins sh:40)
Ancak, Siyonu Sevenler Cemiyeti’nin yürüttüğü bu göç faaliyetlerine karşı olan da vardı. O da Theodore Herzl’den başkası değildi!
Chaim Weizmann’ın “Herzl ‘Chibbat Zion Cemiyeti “ hakkında bir şey bilmiyor. Kitabında Filistin’e değinmediği gibi İbraniceyi dahi görmemezlikten geldi ” (The Politics of Christian Zionism sh:46) diye büyük eleştiride bulunduğu Herzl, Chibbath Zion Cemiyeti’nin yürüttüğü Filistin’e sızma (infiltration) yoluyla Yahudi göçüne karşıydı. Çünkü topraklarına Yahudi sızıntısını fark eden yerli halk, Osmanlı Devleti’ne baskı yapıp akımın durdurulmasını isteyebilirdi. Oysa Yahudi devletinin geleceği yerli halkın tasvibine bırakılamazdı. Bu konuda Max Bodenheimer’e (1865-1940) yazdığı bir mektupta şunları söylüyordu:
“Benim programım çok daha iyidir. Sızıntıyı durdurup olanca kuvvetimizle uluslararası tasvip yoluyla Filistin’i elde etmeye konsantre olup, bu konuda diplomatik görüşmeler ve geniş çapta propaganda yapmamız gerekiyor” ( Judaism, Nationalism and Land of İsrael sh:131)
Herzl bu görüşlerinde kısmen de olsa haklıydı. Zira hızla gelişen ve sayıları 1882-1883 de 12 iken 1889-1890 yıllarında 138 derneğe ulaşan Siyonu Sevenler Cemiyeti, kolonizasyon konusunda hedeflenen başarıya ulaşamamıştı. Bu başarısızlığa sebep olan birkaç etken vardı:
Hristiyan Siyonistler ve Yahudi Devleti
Hristiyan Protestanlar, Herzl’in başlattığı Politik Siyonizm’in hedefine ulaşması için Yahudilerden daha fazla çaba göstermişlerdir. Göstermiş oldukları bu çabalarla adeta “Protestan Yahudi Misyonerleri” sıfatını hak etmişlerdir.
Siyonizm için canla başla çalışan Protestan Yahudi Misyonerleri’nin başında İngiliz Rahip William Henry Hechler (1844-1931) gelir. Kendisini “Allah’ın kılıcına ve inciline hizmet eden” olarak vasıflandıran Hechler, Yahudilerin Filistin’e yerleştirilmesini dini vacip olarak gören Puritanism’in (Muteasıp Protestant Hareketi) sıkı takipçilerindi. Sahip olduğu bu akide yüzünden, Theodore Herzl’in Yahudileri Filistin’e geri döndürmesi için Allah tarafından gönderilen bir Peygamber olduğuna kanaat getirmiştir.
Hechler bu konuyla ilgili olarak “ Peygamberlere göre Yahudilerin Filistin’e Yerleştirilmesi / The Restroration of The Jews to Palestine According to The Prophets”adlı bir de kitap yazmıştır. (A History of İsrael sh: 42)
Hechler,1882 de Rusya’ya yapmış olduğu bir ziyarette birçok liberal Yahudinin Yahudiliğe dönmesini sağlarken, Yahudi din adamlarının da Politik Siyonizm’e karşı olan olumsuz fikirlerini değiştirmiştir. Bundan başka, Rus Çarı 2.Alexander’ın bir suikast sonucu öldürülmesinin ardından Rusya da meydana gelen Yahudi katliamından kurtulanları Filistin’e göç ettirmek için Lord Shaftesbury ile beraber bir komite oluşturarak para toplamıştır.(The Politics of Christian Zionism sh:16)
Filistin konusunu Baden Düküne yazmış olduğu bir mektupta (26 Mart 1896) ele alan Hechler, ”Filistin kanuni olarak Yahudilere aittir. Çünkü kime ait olduğu bizzat Allah tarafından belirlenen yeryüzündeki tek ülkedir Filistin. Ve görünen o ki, Yahudilerin Filistin’e son dönüş devresi başlamış bulunmaktadır” demiş ve yine aynı mektupta antisemitizm hakkındaki görüşlerini ise şöyle dile getirmiştir: ”antisemitizm Yahudilerin önce Yahudi, sonra da İngiliz, Alman vs... olduğunu göstermiştir. Ayrıca, Allah tarafından İbrahim ve oğullarına vaat edilen topraklara dönme hasreti meydana getirmiştir”. (The Politics of Christian Zionism sh:20)
William Henry Hechler ve ailesi.
William Hechler’in yukarıda sözünü ettiğimiz çabaları, Theodore Herzl’e Filistin’e hicret etme konusunda dindar İngilizlerin kendilerine yardımcı olacakları kanaati vermiş olacak ki, konuyla ilgili olarak günlüğüne şu cümleleri düşer:
“ Şayet Filistin’e gidersek İngilizlerin dindar Hrıstiyanları bize yardımcı olacaklar. Çünkü Onlar, Yahudiler vatanlarına dönerlerse Mesih’in (Hz.İsa) geleceğine inanıyorlar.....İngiltere’nin Viyana sefareti Rahibi William Hechler beni ziyaret etti. Projemi büyük bir heyecanla karşıladı. O da hareketimin (Siyonizm) “Peygamber Meselesi” olduğuna inanıyor. Bana harbiyeli subaylar için hazırlanmış olan büyükçe bir Filistin haritası gösterdi. Dört sayfadan oluşan harita açıldığında tüm odayı kapladı. Gururla bana“ Senin için temeli hazırlamış bulunuyoruz “ dedi. Plana göre yeni tapınağımız ülkenin tam ortasında olacaktı. Bu arada eski mabedin yerini de gösterdi.” (Diaries sh:71-72)
Yahudiler Arasında Hristiyanlığı Yayma Cemiyeti / London Society for the Promotion of Christianity Among the Jews” üyesi olan Rahip William Hechler, Hristiyanlık adına Siyasi Siyonizm’e destek verilmesi gerektiğine inandığından elindeki tüm imkânları Theodore Herzl’in emrine vermeye karar vermişti. Bu bağlamda yakın çevrede bulunan aristokrat dostlardan faydalanılmalı diye düşündü.
Mesela Alman İmparatorunun amcası olan Baden Dükü Frederick ile olan dostluğu bu konuda yararlı olabilirdi.
Baden Dükü Frederick’in oğlu Prens Ludwig’e özel dersler vermesi sebebiyle Dük ile aralarında yakın dostluk kurulmuştu. Bu dostluk sebebiyle biraraya geldiklerinde aralarında geçen konuşmanın ana konusu İncil, Tapınak, Kader, Arkeoloji ve İncil Tarihi oluştururdu. Ve Dük Frederick bu konuşmalardan çok etkilenirdi. (The Politics of Christian Zionism sh:11)
Vakit geçirmeden harekete geçen Hechler, Herzl’i Baden Dükü ile görüştürdü. Herzl’i dinleyen Dük, ilginç bulduğu Siyonist fikirleri Kayzer’e ileteceğine dair söz verdi. Böylece Siyasi Siyonizm uğrunda ilk diplomatik girişim yapılmış ve bu da bir Hristiyan Rahip aracılığıyla gerçekleştirilmişti.
Hechler yakın çevresindeki Hristiyanları Siyonizm’e kazandırmak için büyük çabalar sarf etmiştir. Bundan başka, Siyonistlerin resmi yayın organı sayılan ”Die Welt” de Ark of the Covenant / Anlaşma Sandığı **** hakkında seri makaleler yazmış; bu makaleler vasıtasıyla Yahudilerin dini duygularını harekete geçirmeyi istemiştir.
Die Welt gazetesi Hechler için bir hitabet kürsüsü hükmüne geçmişti. Rahip olduğu için insanların duygularına nasıl hitap edeceğini çok iyi biliyordu. Hechler sözü geçen makalelerinden birinde şöyle diyordu:
“Uyanın Ey İbrahim’in oğulları!
Önceki peygamberlerine vermiş olduğu söz gereğince, Tanrının kendisi sizden atalarınızın yurduna dönmenizi talep ediyor. Ve sizin Tanrınız olmak istiyor...
Bir Hristiyan olarak ben de Siyonizm hareketine inanıyorum. İncil’e ve Peygamberlere göre Filistin topraklarında bir Yahudi devletinin kurulması gerekmektedir....” The Politics of Christian Zionism sh:31
Rahip Hechler’in Siyasi Siyonizm’in kabul görmesi için yapmış olduğu girişimlere “The Politics of Christian Zionism ”adlı kitabında geniş yer veren Paul. C. Merkley “Hechler olmasaydı, belki de ne Dünya Siyonist Teşkilatı, ne Balfour Deklarasyonu, ne İngiliz Mandası, ne de Yahudi Devleti olurdu” der. (The Politics of Christian Zionism sh:8 )
DİPNOT
* Asetonu bulup İngilizlerin hizmetine vererek 1. Dünya savaşının seyrinin değişmesine sebep olan Rusya asıllı Yahudi Chaim Weizmann,(1974-1952), 14 Mayıs 1948 de kurulan İsrail’in ilk Cumhurbaşkanı’dır.
** Çar Alexandr’a kimlerin suikast düzenlediği kesin olmamakla beraber, Yahudilerin Çar karşıtı siyasi faaliyetlerin içinde bulundukları sabittir.1884-1890 yılları arası Çar karşıtı faaliyet yaptıkları iddiasıyla tutuklananların %15’ni ve 1903 yılında Rus devrimci hareketinin % 50’sini Yahudiler oluşturuyordu. Bolşevik ihtilali sonrasında kurulan komünist idarede Trotsky, Zinovier, Kamenev ve Radek gibi Yahudi şahsiyetlerin bulunması, Stalin dönemi (1945-1956) komünist liderlerin çoğunun Yahudi olması, Bolşevik ihtilalinde Yahudilerin önemli rol oynadıklarına işarettir. (Original Sins sh:30-31)
***Yahudi şeriatı Filistin toprakları dışında ekip-biçmeyi haram kılmaktadır. Bu yüzden Diasporadaki Yahudilerin geçimlerini ziraat dışında bankerlik, tefecilik, öğretmenlik, doktorluk, mühendislik gibi meslekleri icra ederek sağladıkları görülmektedir.
****Hz. Musa’ ya Allah tarafından verilen on emrin yazılı olduğu taş tabletin içinde bulunduğu sandık
KAYNAKLAR
Olive Branch Press, 1993